PAYLAŞ

TÜSED Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜSED Basın Direktörü Sayın Pınar Aksoy’ un 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile İlgili Mesajı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

1975’te, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü ilan edilmesine vesile olan olay; Almanya’da, 8 Mart 1957 günü bir tekstil fabrikasında çıkan yangında ölen kadın işçiler ve ABD’de erkek işçilere nazaran ½ oranında eksik ücrete çalıştırılmaları sebebiyle başlatılan greve müdahale sırasında, çoğu kadın 129 işçinin vefat etmesi olaylarıdır. Kadına yönelik şiddetin maalesef her geçen gün arttığı bu günlerde, vefat eden tüm emekçi kadınların acısını daha derinden hissediyoruz.

Yaşanan bu elim olaylar, çalışan kadınlara yönelik farkındalıkta artışa neden olması açısından ise önemli. Çünkü tarih, kadının, iş dünyasında tırnakları ile var olma ve kendisini kabul ettirme çabalarına gebe. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri; mesleği için cinsiyetini saklamak zorunda kalan Fransız yazar Charlotte Bronte’dir. Yaşadıkları dönemde bir kadının düşünsel faaliyet gösterebileceği tahayyül edilemediğinden yazarlık yapabileceği de kabul edilmemekteydi. Mısır firavunu 1.Hatşepsut’un erkek kılığında ülkesini yönetme iradesi ise takdire şayan.

Birçok kadın, iş dünyasındaki varoluş çabasının yanı sıra, erkek egemen mesleklerdeki başarıları ile de dünya gelişimine yön verdiler. Müslüman bir ülkenin ilk kadın başbakanı Benazir Butto, Türkiye’nin ilk kadın ve dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökcen, sahneye çıkan ilk Müslüman ve kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale, savaş döneminde yaralı askerlere müdahale ederek tüm reddiyelere rağmen modern hemşireliği kuran Florence Nightingale, ilk bilgisayar programcısı Ada Lovelace, Radyoloji birimi ilk kurucusu Marie Curie, ilk Fifa kokartlı kadın hakem Lale Orta, ilk kadın formula 1 pilotu Susie Wollf, kadınların erkek egemen işlerde de başarılı olabildiğinin açık örneği oldular.

Zekâsı, cinsiyet ayrımlarını gereksiz kılacak kadar parlak olan, hepimizin müteşekkir olduğu kadın mucitlerin ise yeri bambaşka. "Kimse yapmazsa ben yaparım." diyerek bulaşık makinesini icat eden Joshephin Cocraine, hemşirelik yaptığı yıllarda doğum kontrolünü savunan aktivist hemşire Margaret Sangera ve daha nicelerine hem kadın hem erkek olarak ne kadar minnet duysak az.

İş dünyasında ve hayatta, kalbe, cana, insanlığa dokunmuş onlarca kadının olması gurur verici ve "eğer isterse” bir kadının taşı sıkıp suyunu çıkarabilecek güçte ve yetenekte olabileceğini göstermekte.

Kadının düşünemeyeceği için yazamayacağının söylendiği günlerden, bir kadının bilim insanı olmasının ve hatta yılın bilim insanı seçilmesinin doğal görüldüğü bugünlere gelinmesi ise; iş dünyasında biz kadınların hak ettiği değeri görmesinin ve toplumların çalışan kadına karşı bakışının ne kadar olumlu gelişim gösterdiğinin açık kanıtı.

Tüm bu saygın, eşsiz, dönemine damga vuran kadınları kendimize örnek alarak; kadın sigorta eksperleri olarak biz de mesleğimizde zorlu sahalarda yerimizi alıyor ve işimizi layıkıyla yapıyoruz. Peki, birçok mesleğe göre ekstra zorlukları var mı? Tabi ki var.

Her şeyden önce erkek egemen iş dünyası sigortacılıkta da hakim. Erkek eksper meslektaşların ve erkek yöneticilerin sayısal çoğunluğu da mevcut. Öte yandan toplumda, kadın eksperlerin de var olduğu algısı halen tam oturmamış, hele bir de yaşça gençseniz üstüne bir de ‘tecrübesiz’ addedilebiliyoruz. Zihinlerde, eksperlerin hep erkek olduğu gibi bir yanılsama hakim ki; kadın sigorta eksperi olduğumuzu dahi izah etmek zorunda kalıp 1-0 mağlup başlıyoruz yolumuza.

İletişim frekansı yakalamaya çalışırken yeri geldiğinde konuya memleket sohbetinden girebilmek ya da ‘abi/abla/kızım’ hitabetlerini kullanarak ilerlemek süreci kolaylaştırabiliyor. Ama biraz da bize duyulan ekstra saygının da etkisi ile olsa gerek, biz kadın eksperler ne kadar esneyebilsek de karşımızdaki açısından adaptasyon yine de kolay olmayabiliyor.

Cinsiyet ayrımı yapmadan tüm eksperler için zorlayıcı konulardan biri ise giyim kuşam. Biz eksperler ‘sabahı güneşli, öğleden sonrası yağmurlu geçen Doğu Karadeniz’de ne giyeceğini şaşıran’ memleket insanı gibiyiz. Yarı ofis, yarı saha çalışanları olduğumuzdan hem beyaz hem mavi yakalı neferleriz bizler. Bizim gibi mesleklere özgü ayrı bir yaka rengi tanımı yapılsa yerinde olurdu. Ne zaman ki; şık bir ofis kıyafeti tercih etsek ya yangına gideriz ya sele girmemiz gerekir. Sürekli yedek kıyafetle dolaşmak da çoğunlukla mümkün olmayınca topuklu ayakkabıyı unutur, gitgide salaş hale geliriz.

Sabah akşam yollarda ve seyahatlerde olmak ise; kadına karşı şiddetin de arttığı ülkemizde bizi tedirgin etmiyor değil. Maalesef 9:00-18:00 mesaili bir kişinin aile hayatı ile eşdeğer olamıyor aile düzeni. Buna alışmak da aileleri zorlayabiliyor. Biraz da bunun etkisi ile meslek içindeki kadın eksper düşük ve %20 ölçeğinde seyrediyor.

Kapalı mekanlarda, tanımadığımız insanlarla baş başa kalmak olgusu da tedirgin edici olabiliyor.

Bir vincin tepesinde metrelerce yükseğe çıkarak bedensel efor sergilemek, maalesef sadece erkeklere özgüymüş gibi erkek egemen kabul edilen işlerde bilgi ve tecrübemizi ispatlamak zorunda bırakılmak gibi durumlarla da sürekli test edilir gibiyiz.

Ama sigorta eksperliği bir süreç yönetim mesleği. Kadın olarak erkek meslektaşlarımıza nazaran daha zorlu yollar aşmak zorunda kalmamız, bu durumlara göğüs geremediğimiz anlamına gelmiyor. Hiçbir şey imkansız değil; biz mesleğimizi seviyor ve zorluklarını bilerek bu işi yapıyoruz. Bu sebeple zorlayıcı görünen bu teferruatlar doğal akışta kayboluyor ve sigorta sektörü de bunun farkında olarak gelişiyor.

Sigorta Eksperi olarak çalışan bir anne olarak; bilgi ve donanım açısından eksperlik mesleğinin icrasında sırf kadın olmamızdan doğan hiçbir fark olmadığının açıkça algılanmasını; çalışan, yönetici, müteşebbis, anne, eş ve diğer birçok sıfatı bir arada başarı ile yürütebildiğimizin ve mesleğe renk kattığımızın çok daha iyi görülmesini temenni ediyorum. Hayatın her alanında kadına şiddetin ve iş dünyasında ayrımcılık ve mobbingin tamamen son bulduğu ortamlar temennisi ile sözlerimi noktalıyorum.

Kadının tüm vasıflarına ve her şeyden önce özellikle "düşüncesine” değer vererek iş dünyasının her alanında gelişimini destekleyen başta Derneğimiz TÜSED (Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği) Yönetimi olmak üzere, tüm meslektaşlarımın ve sigorta camiasının (kadın, erkek) 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, kadın eksperler için sektörümüzde farkındalık oluşturmasını dilerim.

Sevgiyle kalın.

Pınar Aksoy
TÜSED Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Direktörü

Bu sayfa en son 8.03.2021 tarihinde güncellenmiştir.

PAYLAŞ